|
 |
 |
 |
 |
 |
|
Doğadaki Mükemmel Tasarımlar
Arı Peteği ve Altıgen
Â
(Beyin Fırtınası İle Düzen Kuşağında İşlenebilecek Güzel Bir Konu)
1- Önce tahtaya her kenarı eşit olan bir altıgen çizilir
2- Altıgenin değişkenliği olmayan bir şekil olduğunu kim ispatlayabilir diye sorulur
3- Gelen cevaplarla köşeler birleştirildiğinde altıgenin içinde altı tane değişkenliği olmayan eşkenar üçgenin çıktığı görülür. Ve bütüne giderken bu değişkenliği olmayan şeklinde kullanılabileceği söylenir
4- Doğada altıgenin nerede olabileceği sorulur
5- Arı peteği cevabı alındıktan sonra neden arı, peteğini altıgen yapmış olabilir diye sorulur.
6- Boşluk olmadığı cevabı geldikten sonra; bu yüzden fazla bal alır mı? sorusu sorulur.
7- Peki biz hangi eşyalarımızda bu şekli kullanabiliriz sorusundan sonra muhtemelen şu cevaplar
gelecektir.

|
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|
|
 |
Kuranda Arı |
16:68 - |
Senin Rabbin bal
arısına şöyle
vahyetti:
Dağlardan,
ağaçlardan ve
insanların
kuracakları
kovanlardan
kendine evler
edin. |
 |
16:69 - |
Sonra meyvaların
hepsinden ye de,
Rabbinin (sana)
kolay kıldığı
yollara gir,
diye ilham etti.
Onların
karınlarından
renkleri çeşitli
bir bal çıkar
ki, onda
insanlar için
şifâ vardır.
Şüphesiz ki
bunda düşünen
bir millet için,
büyük bir ibret
vardır. |
|
|
|
|
|
Bal arıları milyonlarca yıldır peteklerini altıgen yapmaktadır (On milyonlarca
yıl öncesine ait arı fosillerinden bu anlaşılmaktadır) Acaba
neden bu şekil dikdörtgen, beşgen, sekizgen değil de altıgendir? Bunu araştıran
matematikçiler birim alanın tamamen kullanılması ve en az malzemeyle petek
yapılabilmesi için en ideal şeklin altıgen olduğunu ortaya koydular Petekler
üçgen ya da dörtgen olsaydı, boşluksuz kullanılabilecekti Fakat
altıgen hücreler için kullanılan malzeme üçgen ya da dörtgen için kullanılan
malzemeden daha azdır Diğer
birçok geometrik şekilde ise kullanılmayan bölgeler ortaya çıkacaktı Sonuç
olarak altıgen hücre, en çok miktarda bal depolarken, yapılması için en az
balmumu gereken şekildir
Dişi (işçi) arıların bu çalışmalarında en çok ilgi çeken durumlardan biri
onbinlerce işçi arının her birinin, birer tuğlacığını bıraktığı bu yapının,
geometrik ölçülere bütünüyle uyabilmesidir Matematikçiler
verilen belirli miktardaki balmumuyla yumurtadan çıkacak kurtçukları içine
alabilecek daha geniş bir yer yapılamayacağını ispatlamışlardır Böylece
işçi arılar belirli miktardaki gereçle, gereken büyüklükteki bir yapının en
ekonomik biçimde nasıl yapılabileceğini göstermektedirler
Antoine Ferchault adındaki bir Fransız böcek bilgini, bunu “Arılar problemi”
diye tanınan bir geometri problemi olarak ortaya koymuştur Bu
problem şudur: “Tabanı birbirlerine göre eğimi aynı olan üç çeşit eşkenar
dörtgen ile kapanmış düzgün altıgen bir dik prizma verilsin Bu
prizmanın toplam yüzey alanının en küçük değerde olması için eşkenar dörtgenler
arasındaki açılar ne olmalıdır?” Biri Alman, biri İsviçreli, biri de İngiliz
olan üç tanınmış matematikçi bu problemin çözümüyle uğraştılar ve şu sonuca
vardılar: 70° 32′ (70 derece ve 32 dakika) Gerçekten
de bu, dişi bal arılarının yaptığı petek gözeneklerinin açısının tamı t-----
aynısıdır
İşçi arılarımız peteğin yapımına birkaç farklı noktadan başlarlar İş
ilerledikçe peteğin gözenekleri orta yerde birleşir Bu
durumda kaynaşma noktasındaki peteklerin açıları yine kusursuzdur Bu
işçi arıların peteğin yapımına rastgele koyulmadıklarını, başlangıç ve bitiş
noktaları arasındaki uzaklıkları, arkadaşları olan diğer işçi arılarının
pozisyonlarını önceden çok ince bir şekilde hesapladıklarını ortaya koyar En
usta matematikçiler bile arının hesabının kusursuzluğunu 70° 32′ (70 derece ve
32 dakika)’yı hesaplayarak ortaya koymaktadırlar Fakat
bu matematik profesörlerine elinize bir cetvel alın, bu açıları tam tutturarak
bir altıgen çizin desek, hele hele bu hesapları yapan üç profesöre üçünüz ayrı
yerden başlayarak altıgenler çizin, ortadaki altıgenler de tam düzgün, kusursuz
olsun desek hiç şüphesiz bu kadar ince bir çizimi beceremezlerdi Görülüyor
ki arı, hem büyük bir teorisyendir, hem de müthiş bir pratisyendir Teoride
hesaplanması çok zor olanı hesaplamış, pratikte ise bizim el ve gözlerimizle
tayin edemeyeceğimiz hassaslıktaki ölçüleri tutturmuştur
Celal ÖNGÜN Teknoloji Ve
Tasarım Öğretmeni
|
|